Kadın Hakları, Sadece Kadınların Değil, Tüm İnsanlığın Sorunudur |
Dünya genelinde kadınların hakları, toplumsal eşitlik ve adalet arayışları, uzun yıllar süren bir mücadelenin sonucudur. Bu mücadelenin önemli dönüm noktalarından biri, tarihte bugüne anlamını vermesi itibariyle de 5 Aralık’tır. Her yıl 5 Aralık ‘’Dünya Kadın Hakları Günü’’ olarak kutlanır ve kadınların toplumsal, siyasi ve ekonomik eşitlik mücadelesinin simgelerinden biri haline gelmiştir. Bu özel gün, kadınların haklarına ve bu hakların korunmasına duyulan ihtiyacı hatırlatmak, geçmişte elde edilen kazanımları kutlamak ve gelecekteki mücadeleler için bir araya gelmeyi sağlamak amacıyla dünyada birçok ülkede çeşitli etkinliklerle anılmaktadır.
5 Aralık’ın Tarihsel sürecine baktığımızda ilk olarak Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen bir gün olmasa da, tarihsel olarak önemli bir dönüm noktasına işaret ettiğini görüyoruz. 5 Aralık 1945, Birleşmiş Milletler Kadın Statüsü Komitesi’nin kurulmasının ardından, kadın haklarının uluslararası alanda daha fazla konuşulmaya başlandığı bir dönemi işaret eder. Bugün, BM’nin de kabul ettiği şekliyle kadının toplumdaki yerini, eşitlik mücadelesini ve kadınların dünyadaki rolünü vurgulayan küresel bir farkındalık yaratmayı amaçlar.
Peki bu tarihe kadar gelen süreçte Kadın Haklarının kazanımını incelemeye alırsak göreceğiz ki; elbette kadın hakları çok uzun bir tarihe dayanır ve pek çok farklı kültür ve toplumda değişik şekillerde şekillenmiştir. Ancak modern anlamda günümüze kadar gelen süreçte kadınların hakları konusunda en büyük atılım 19. yüzyılın sonlarından itibaren gerçekleşmiştir. 1900’lerin başında, kadınların özellikle oy hakkı gibi temel siyasi haklar için mücadele etmeye başlamış, kadınların toplumsal yaşamda daha fazla söz hakkı elde etmeleri için dünya çapında önemli adımlar atılmıştır.
Bu hak mücadelesinin bir sonucu olarak da tarihler 1948 yılını gösterdiğinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi‘ni kabul etti. Bu beyannamede, kadınların da erkeklerle eşit haklara sahip olduğu vurguladı. Ancak tabii ki hepimizin kabul ettiği üzere pratikte, bu eşitlik mücadelesi uzun yıllar süregeldi. Kadınlar, pek çok ülkede eğitim hakkı, çalışma hakkı, oy verme hakkı gibi temel hakları kazanmak için ciddi mücadeleler verdi.
Türkiye’de ise durum biraz daha farklı cereyan etti. Kadın hakları mücadelesi, Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar uzanır. 1930’larda belediye seçimlerinde oy kullanma hakkı tanınan kadınlarımız, 1934 yılında ise milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip oldular. Ancak, biz her ne kadar bu konuda ileri görüşlü ve bilinçli bir öndere sahip olduğumuz ve bu haklara biraz daha kolay ulaşmış kabul edilsek de kadın hakları günümüzde hala birçok ülkede tam anlamıyla sağlanamamıştır ve eşitlik mücadelesini sürdürmektedir.
Günümüzde bugün özellikle medeni ülkelerde pek çok etkinlik ve aktivite ile kutlanmakta ve tebrik edilmektedir. Ancak, 5 Aralık, sadece bir kutlama günü değil, aynı zamanda bir farkındalık günü de olmalıdır. Bu özel gün, kadın hakları konusunda kamuoyunda bilinç oluşturmak için çeşitli etkinliklerle geçmeli. Bunu daha çok bir alışveriş festivalinden ziyade toplumun bu farkındalığa erişmesini sağlayacak konferanslar, paneller, yürüyüşler ve sosyal medya kampanyaları ile güçlendirilmelidir. Elbetteki bu amaçla bir araya gelinecek her toplanmanın bu konuda bir farklındalık yaratacağını tahmin etmekle beraber, ana amacımızın kadının toplumdaki eşitlik mücadelesini destekleyen önemli araçlar arasında yer almasının olduğunu unutmamalıyız. Hatta bunun yanı sıra, 5 Aralık’ta kadın hakları konusunda toplumsal sorumluluk taşıyan bireyler, toplumu kadın hakları konusunda eğitmek, kadına yönelik şiddetle mücadele etmek ve kadınların eğitimine daha fazla yatırım yapmak gibi sorumluluklar almalıdır.
Sözün özü itibariyle ‘Dünya Kadın Hakları Günü’ kadınların eşitlik mücadelesinin bir kutlaması ve aynı zamanda farkındalık yaratma fırsatıdır. Kadın hakları, sadece kadınların değil, tüm insanlığın sorunudur. Kadınların özgürce yaşayabilmesi, eşit haklara sahip olabilmesi için yapılan her mücadele, daha adil ve dengeli bir dünya inşa etme yolunda önemli bir adımdır. 5 Aralık’ı kutlarken, bu mücadelenin devam ettiğini unutmamalı ve toplumsal eşitlik için hep birlikte çalışmaya devam etmeliyiz.